Sahte Vuslat
Dillerin lâl olup da hoşça kal deyişinde
Gözlerin gözlerime neden takılı kaldı
Hüzünleri saklayan o sahte gülüşünde
Firkatin yıktı beni vuslat mahşere kaldı
Ellerin ellerimden mahzun kayıp giderken
Deniz mavisi gökler griye gebe kaldı
Sözcükler kenetlenip dilde düğümlenirken
Firkatin sardı beni vuslat mahşere kaldı
Hüzünlere beleyip çekip gittiğin anda
Süzülen bir damla yaş gözümde donup kaldı
Sanki bir şebnem gibi gülün kanatlarında
Firkatin yaktı beni vuslat mahşere kaldı
Bir zamanlar biz vardık şimdi iki el olduk
Maziden siyah beyaz üç beş fotoğraf kaldı
Geçen onca zamanda biz de sararıp solduk
Firkatin yordu beni vuslat mahşere kaldı
Gül ile diken gibi tek bedende buluştuk
Soldurdun güllerimi dikeni bende kaldı
Bir kelebek ömrünce mutluluğa kavuştuk
Firkatin vurdu beni vuslat mahşere kaldı
Sandın ki vazgeçilmez çözülmez muammasın
Onca gizemli halin uçuşan sözde kaldı
Sana gönül verenler saadeti ummasın
Firkatin tuttu beni vuslat mahşere kaldı
Çiçek çiçek dolaştım kırıldı kol kanadım
Şu hercai gönlümde bir demet hüzün kaldı
Yorgun düştü bu beden geç de olsa anladım
Firkatin yuttu beni vuslat mahşere kaldı
Boşa yandı Melanî kapıldı hülyalara
Sahte vurgunlukların hepsi masalda kaldı
Hak aşkını ara bul benzemez her sevdaya
Firkatim vuslat oldu gerçek mahşere kaldı
09.10.10_Frankfurt TM