Tiyatro Sevdam
Yıl 1974. Arayış içindeki iki genç. Ayhan Önem dostumla gençliğin en güzel yıllarında hep bir aradayız. Nasıl oldu hatırlamıyorum, bir gün tiyatro sevdasıyla çarpan yüreklerimiz ayaklarımıza hükmederek bizi Halk Eğitim Merkezi’ne sürükledi. Yeni bir tiyatro grubu oluşturmak amacıyla tiyatro eğitiminin başlayacağını söylüyorlardı. Yıllardır hayalini kurduğumuz tiyatroculukla ilgili hayallerimizi gerçekleştirebilecektik. Hem de eğitimini yaparak. Bulunmaz bir fırsattı.
Gruba katıldık ve inanılmaz bir disiplin içerisinde eğitim ve öğretime adım attık. Artık sahnenin tozunu tam anlamıyla sindirircesine yutuyorduk. Bunun ne demek olduğunu bu işi yapanlar iyi bilir. Hocalarımız arasında Meral EMİRALİOĞLU, Gülşen KARAKADIOĞLU, Fahri KİNAL, Yaşar KARA, Uğur TOSUN ve Enis GENÇTÜRK gibi alanlarında değerli ustalar vardı. Hepsini saygı ve sevgiyle anıyorum. Yanılmıyorsam 45-50 kişilik bir gruptuk. Daha sonra ayak uyduramayanlar birer birer dökülmeye başladı. Nihayet çekirdek kadro oluşmuştu.
Tiyatro adına geldiğim bu ortamda tiyatronun yanı sıra başka bir konuda çok büyük bir kazanım içerisinde olduğumu daha sonra anlayacaktım. Bu bir dost kazanımıydı. Onun düsturları benim kişiliğime, eğitimime, yaşam tarzıma yön verecekti. Bu güzel anıları yaşamama vesile olan, ufkumu açan bu kişi benim değerli hocam Enis GENÇTÜRK’tü. Onun için önceleri gruptakilerden biriydim. Bunu biliyordum. Ama çalışmalar ilerledikçe grubun içerisinde sivrilmeye başladığımı hissediyordum. Bu da bizi daha çok yakınlaştırmaya başladı. Öylesine ki geçen yıllar içerisinde hocam iken ağabeyim, dostum oldu. Onu hep şükranla, sevgiyle, saygıyla anıyorum. Geçen yıllara rağmen hâlâ bağlarımızın kopmamış olması da bunun göstergesidir diye düşünüyorum. Kendimce çizdiğim yolumda belirlediğim ilkelerimin temelinde yer alan kişilerden biridir. İçilen kahve, öğretilen bir kelime bahane. Ona 40 yıl değil ömür boyu minnettar kalacağım.
Bu sayfaları oluştururken hep eski dostlarımı düşündüm. Pek çoğunu yıllardır görmedim. Koptuk, dağıldık. Acısıyla, tatlısıyla, çilesiyle, sefasıyla yaşadığımız o günleri; perde arkasını, paylaştığımız simitleri, çayları hatırlayalım istedim. Sayfalarda hatırlayabildiklerimin adlarını mümkün olduğunca sık sık tekrarlayacağım. Böylece internet üzerinden kendi adlarıyla ilgili arama yaptıklarında bu sayfalara ulaşacaklarına inanıyorum. Dolayısıyla bana da ulaşabileceklerini düşünüyorum. Yıllar sonra bir “merhaba” demenin güzelliğini yaşarız umarım. Yıllara inat belleğimi zorlamama rağmen adlarını hatırlayamadığım arkadaşlarımdan da beni bağışlamalarını rica ediyorum.
Sonsuz saygı ve sevgilerimle
Tahsin MELAN
***