Reklam Engelleyici

Sanırım bir reklam engelleyici kullanıyorsunuz gibi.

Eğer geçici olarak durdurursanız reklamlar görünecektir. Anlayışınızdan dolayı teşekkür ederiz.

Tahsin MELAN
Dizelerin Sesie-kitaplarŞiirler

Dizelerin Sesi

SUNUŞ

Şiir yazmak mı, şair olmak mı? İşte mesele burada. İstedikten sonra herkes şiir yazabilir. Fakat bu o kişinin şair olduğuna kanıt değildir. Şairlik sadece şiir yazmak değil, şiiri yaşamak olsa gerek. Bu da herkese kısmet olmayan bir haslettir. “Kişi kendin bilende.” ne güzel ve anlamlı bir erdem yansımasıdır. Ben de kendi adıma bu söyleme layık olabilmek için haddimi aşmıyor ve “Ben şairim.” demiyorum. Aksi halde o makamdaki kişilerin hakkını yemiş olacağımdan eminim.

Yıllardır içimden geldiğince farklı konularda bir şeyler yazmaya çalıştım. Evet ben yazarım. İşte o yazılarımın bazıları da “şiir” olarak değer görüyordu. Fakat şiir yazmak ve şairlik benden uzak diyerek yazdıklarıma gereken özeni göstermediğimi itiraf edeyim. Lise ve üniversite yıllarında yaptığım karalamalar dostlarımın defter sayfaları arasına hapsolup kaldı ya da sınıflardaki masaların üstünde birilerinin gelip karaladığı zamana kadar gün ışığı gördü, okunabildi. Yıllar sonra bir dostumun sıralara yazdıklarımı defterine geçirerek topladığını duyunca çok şaşırmış ve sevinmiştim. Çoğu kendince (platonik) aşk dizeleriydi elbette. Basit ve sıradan, ama duygu dolu dizeler. Anıları ömre bedel.

Genellikle ölçülü, uyaklı kalıplar bana daha yakın geliyordu. Sanırım bu konuda biraz tutucuyum. Halk edebiyatının şiir alanı, ozanları beni hep etkilemiştir. Dolayısıyla ben de onlara öykünmüş olmalıyım ki o kalıplarda yazmak beni daha çok mutlu kılıyordu. O halimle “Melânî” oluyordum. Bir de “Zarurî” olan tarafım vardı. Ne yalan söyleyeyim o yazdıklarımı kendim için, liseli yıllardaki edebiyat derslerime özlemimden dolayı yazıyordum. Hatta geçen sene eski defterlerimin arasında lise 1. sınıftayken yazdığım bir gazel(imsi) şiirimi buldum. Uygun bulursam örnek olması adına onu da paylaşacağım. Sırf merakımdan soruyorum… Acaba şimdi böyle ilginç(!) alışkanlıkları olan liseliler var mıdır acaba?

Önceleri yazma nedenim daha önce de söylediğim gibi kendimce ya da yaşanmış masum aşklarımın yansımasıydı. Bu ikili döngüden zamanla kurtulmayı başardım. Böylece konuları daha farklı açılardan görmeyi başarabildim. Hani hep sorarlar ya “Bu şiiri kime yazdın, kimi düşünüyordun?” gibi… Oysa işin içinde olmadan da yazılabildiğini anlamıştım. Önemli olan o duyguyu hissedebilmekti. Aşk konusunda bir şiir yazarken âşık olmak zorunda değildim. Ya da dinî, tasavvufî konularda şiir yazmak için camide imam, hoca ya da bir din âlimi olmam gerekmiyordu. Bu tıpkı sahneye çıkıp birini canlandıran oyuncunun oynadığı kişiyi başarıyla sergilemesi, ama kendini unutmaması gibi bir şeydi. Yani tiyatro söylemiyle “… gibi olmak” başarıya giden yolun anahtarıydı. İşte ben de yıllarca emek verdiğim tiyatrodan bu öğretiyi kapmış olmalıyım ki âşık olmadan aşk şiiri, imam olmadan dinî konularda bir şiir yazmaya cesaret edebiliyordum. Önemli olan bilgi birikimini yerli yerinde kullanabilmek değil miydi? İşte ben de kendimce bunu yapmaya gayret ediyordum.

Yıllar sonra yazdıklarımı toplamaya karar verdim. Yeni yazdıklarımla birlikte derleyip toplayıp konularına göre harmanlayıp düzene sokmaya çalıştım. Farklı konularda, uzunlu-kısalı şiirler. Şiirimsiler… Bir kokunun, bir şarkının, okuduğum bir gazete haberinin ya da izlediğim bir filmin içinden yansıyan duygular ve hisler sonucu ortaya çıkan yazmalar, karalamalar. Öyle anlar olurdu ki gece yattığımda sabaha kadar şiirler yazdığım, ezberime aldığım olurdu. Fakat ne hikmetse sabah kalktığımda o güzelim dizelerden eser kalmazdı. Beyhude hatırlamaya çalışırdım. Oturup “şiir yazacağım” demekle de şiir yazılmayacağını bildiğim için üstünde durmaz geçerdim.

Elimde kalanlar, toplayabildiklerim şu an elinizdeki sayfalarda açılmayı bekliyor. Umarım okuduklarınız sizleri gönül güzellikleri eşliğinde güzel anılara ya da hayallere sürükler. Dediğim gibi “şair” değilim, şiir yazan sıradan biriyim. Bu gözle görmenizi, değerlendirmenizi ve haddimi aştıysam kusurlarımla birlikte bağışlamanızı dilerim.

Ömrünüz uzun ve güzel dizelerce uyumlu, huzurlu, sağlıklı ve mutluluklarla bezenir olsun.

Tahsin MELAN /Melânî / Zarûrî

Please follow and like us:

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

tahsinmelan@gmail.com
https://www.youtube.com/channel/UCJQiDcLkcZOvHI2rdl3-pIw
https://www.youtube.com/channel/UCJQiDcLkcZOvHI2rdl3-pIw
https://www.instagram.com/tahsin.melan/
WP Radio
WP Radio
OFFLINE LIVE