Reklam Engelleyici

Sanırım bir reklam engelleyici kullanıyorsunuz gibi.

Eğer geçici olarak durdurursanız reklamlar görünecektir. Anlayışınızdan dolayı teşekkür ederiz.

Tahsin MELAN
Masal

YOLUNU KAYBEDEN KUZU

Bir varmış bir yokmuş. Evveli evvel, develer tellal iken. Ben annemin beşiğini tıngır mıngır sallar iken Küçük bir köyde koyunları ve kuzuları ile yaşayan bir çoban varmış. Çoban her gün güneş doğarken sürüsünü otlatmaya götürürmüş. Sürünün içinde sevimli mini mini kuzucuklar da varmış. Annelerinin peşinden hoplaya zıplaya oynayarak giderlermiş. Acıkınca annelerini emer, karınları doyunca tekrar oyuna başlarlarmış.

O kuzucukların içinde çok yaramaz ve aynı zamanda annesinin sözünü de önemsemeyen Yumak adında bir kuzu varmış.  Oynamayı da çok seviyormuş. Bir gün arkadaşlarına “Hadi saklambaç oynayalım.” demiş. Hep birlikte neşe içinde sağa sola saklanmaya çalışmışlar. Kimisi annesinin altına girmiş, kimisi çobanın yanına saklanmış. Kimisi de çoban köpeği Çomar’ın yanına yatıp gizlenmiş. Yumak ise daha gizli bir yer olsun diye ağaçların arasına doğru koşarak gidip saklanmak istemiş. Hiçbir yeri beğenmediği için koşmaya devam etmiş nihayet ıssız bir yerde sık ağaçların arasına bir çalılığa saklanmış. “Beni burada kesinlikle bulamazlar.” Diye kendi kendine kıs kıs gülüp seviniyormuş. Oysa sürüden oldukça uzaklaştığının farkında değilmiş. Uzun süre beklemiş. Ne gelen varmış, ne de arayan, soran. Sonunda beklemekten sıkılmış ve “Öff bulamadılar, bari geri döneyim.” diyerek sürünün olduğu yere gitmek için saklandığı yerden çıkmış. Fakat o anda nereye, hangi tarafa gideceğini bilememiş. Saklanma heyecanı ve telaşı ile hangi taraftan geldiğini hatırlayamıyormuş. Bir sağa, bir sola koşmaya başlamış. Fakat her taraf ağaçlarla doluymuş. Sonunda ormanın içinde kaybolduğunu anlamış. Ağlayarak acı acı melemeye başlamış. Belki annem duyar gelir diye umuyormuş. Fakat ne annesi ne çoban ne de Çomar onu duymamış. Çok uzaklaştığını anlamış ama artık çok geçmiş.  Şimdi annesin her gün defalarca “Sakın sürüden ayrılıp uzaklaşma!” dedikleri aklına geliyormuş. Annesinin sözünü dinlemediği için çok pişmanmış.

O sırada uzaklardan yansıyıp gelen bir kurt uluması duyulmuş. Korkudan tir tir titremeye başlamış. Bu defa daha yüksek sesle meleyerek ağlamaya başlamış. Tam o sırada oralarda geziye çıkmış olan Pıtpıt adındaki tavşanla Bıcırık adındaki sincap hem kuzunun ağlayarak bağırdığını hem de kurdun uluduğunu duymuşlar. “Zavallı kuzucuğun başı dertte galiba, ona yardım etmeliyiz.” diyerek koşup Yumak’ın yanına gelmişler. Pıtpıt hemen kuzunun çenesini tutup “Sus korkma, bağırma, sessiz ol. Sana yardım etmeye geldik. Biz dostuz.” demiş. Yumak’ın gözünden akan yaşlar yağmur gibi damlıyormuş. Bıcırık zıplayıp Yumak’ın sırtına çıkıp boynuna sarılmış “Yeter artık ağlama, sus. Yoksa çok kötü olacak. Avcı adındaki o kurt bizi hemen bulur.” demiş. Bir taraftan da minik parmaklarıyla Yumak’ın gözünden süzülen yaşları siliyormuş. Tavşan da “Şimdi bir plan yapmalıyız. Yoksa kurt mutlaka sesini duymuştur ve birazdan burada olur.” demiş. Ormandaki Avcı adındaki bu tehlikeli ve acımasız kurdu herkes bilir ve korkarmış. Avcı avını hiç kaçırmaz ve acımadan yakalayıp yermiş.

Avcı’nın sesi gittikçe yaklaşıyormuş. Zamanlarının çok daraldığının farkında olan Pıtpıt ve Bıcırık küçük Yumak’ı korumaya ve onu annesiyle yeniden bir araya getirmeye karar vererek hemen bir plan yapmaya başlamışlar. Düşünürlerken Bıcırık “Buldum, buldum. Ne yapacağımızı buldum.” diyerek planını anlatmış. Pıtpıt, güçlü bacaklarıyla çalılıkların arasından koşarak kurdun dikkatini çekip kafasını karıştıracak ve onu başka tarafa yönlendirecekmiş. Bıcırık da o fırsattan yararlanıp ağaçların en üst dallarına tırmanarak Yumak’ın sürüsünü arayacakmış. Yumak’a “Ne olursa olsun, sakın buradan çıkma, kımıldama ve ses çıkarma!” demişler. Yumak artık bu sözlerin ne anlama geldiğini ve önemini çok iyi kavrıyormuş. “Tamam, kesinlikle dediğinizi yapacağım. Sözünüzü dinleyeceğim.” demiş. Pıtpıt ve Bıcırık hemen işe koyulmuşlar.

Pıtpıt saklandıkları yerden fırlayıp ağaçların dallarına çarpa çarpa ses çıkararak koşmaya başlamış. Avcı sesleri duyunca hemen o tarafa yönelmiş. Tavşanın kokusunu almış ve koşmaya başlamış. Pıtpıt önde Avcı arkada ağaçların arasında heyecanlı ve endişeli bir kovalamaca başlamış. Pıtpıt çevik hareketlerle sağa sola kaçışarak Avcı’yı yanıltıyor, âni hareketlerle dönüp yön değiştiriyormuş. Avcı gözü dönmüş bir halde tehditkâr hırıltılarla peşinden koşuyormuş. Nefes nefese kalmış ama yine de Pıtpıt’ın peşini bırakmıyormuş. Bu kovalamaca sürerken Bıcırık da akrobatik becerilerini kullanarak ağaçların tepelerine tırmanarak sürüyü arıyormuş. Bir taraftan da Pıtpıt ile Avcının kovalamacasını seyrediyor gülüyormuş. Çünkü Avcı’nın Pıtpıt’ı yakalayamayacağından çok eminmiş. Daha önce de böyle olayları çok yaşamışlar. Hatta güneşli, güzel bir gün Bıcırık çimenlerin üstünde uyuyup kaldığında, Avcı tam onu yakalayacakken Pıtpıt imdadına yetişip aynı numarayla hayatını kurtarmıştı. O günden sonra da hiç ayrılmayan iki dost olmuşlardı. Bu arada ağaçtan ağaca zıplıyor yüksek dallara tırmanıp etrafa bakmaya devam ediyormuş. Birden sevinçle zıplamaya başlamış. “İşte orada, evet, evet sürü orada.” diyerek sevinçle hızlıca yere inip Yumak’a “Gözün aydın, buldum. Sürüyü gördüm. Pıtpıt’ı bekleyelim. O gelince gideriz, annene kavuşursun.” demiş. Yumak şimdi de sevinçten ağlamaya başlamış. Bıcırık gülerek onun mutluluk göz yaşlarını izliyormuş.

Bu arada Avcı’yı iyice yorduğunu düşünen Pıtpıt, onu dar bir geçide doğru sürüklemiş. O geçitten ancak kendisinin geçebileceğini, Avcı’nın ise kesinlikle oradan geçemeyeceğini biliyormuş. Geçide varınca zıp diye atlayıp karşı tarafa geçmiş. Avcı arkasında yere yığılıp kalmış. Deli gibi nefes nefese hırlıyor, homurdanıyor, o kızgınlıkla gözlerinden âdeta ateşler fışkırıyormuş. Pıtpıt geçidin diğer tarafında durup gülmeye başlamış. Ona dönüp gülerek “Sen güçlüsün ama ben senden akıllıyım. Akıl her şeyden üstündür, bunu unutma.” diyerek koşup Yumak’la Bıcırık’ın yanına gelmiş. Bıcırık müjdeyi ona da vermiş. Sevinçle yola çıkmışlar. Bir müddet yürüdükten sonra ormandan çıkıp sürünün yanına gelmişler.

Yumak’ın annesi onları görünce heyecan ve sevinç karışımı duygularla koşup yanlarına gelerek kuzusuna sarılmış. Yavrusuna kavuşan anne ve sürüdeki diğer koyunlar ve kuzular sevinçle meleşiyorlarmış. Olanları gören çoban da koşarak gelmiş. O da sevinç içindeymiş.

Yumak, hayatını kurtaran arkadaşlarını tanıştırıp başından geçenleri heyecanla anlatmaya başlamış. Bu heyecanlı macerayı dinleyen sürüdeki koyunlar ve kuzular şarkı söylercesine meleşerek Pıtpıt’a ve Bıcırık’a teşekkür etmişler. Çoban da “Bu macera sizi epey yormuştur. Gelin oturun şöyle size yiyecek ikram edeyim. Fakat eşim bugünkü azık torbama ne koydu bilmiyorum. Şansınıza Ne çıkarsa paylaşırız.” diyerek azık torbasını açmış. Torbanın içinde bir sürü yiyecek varmış. O da ne? Havuç ve ceviz de varmış. Sevinçle havucu Pıtpıt’a cevizleri de Bıcırık’a vermiş. Güle oynaya karınlarını doyurmuşlar. Pıtpıt ile Bıcırık, çok teşekkür ederek “Biz artık ormana, yuvamıza dönmeliyiz.” demişler. Yumak ikisine de sarılıp tekrar tekrar teşekkür edip “Bu iyiliğinizi hiç unutmayacağım.” derken yine gözlerinden yaşlar süzülüyormuş. Bıcırık “Yeter artık, sen de her şeye ağlıyorsun. Amma da sulu gözlüsün haaa” deyince hepsi gülüşmeye başlamış. Pıtpıt da “Merak etme biz ara sıra yanınıza geliriz. Biz de sizi hiç unutmayacağız.” demiş. Bu aslında kopmayacak bir dostluğun başlangıcıymış. Pıtpıt ve Bıcırık, kurdukları kopmaz bağın kıymetini bilerek vedalaşıp ormana doğru yola çıkmışlar. Yumak arkalarından tatlı tatlı meleyerek dostluk ve şükran şarkıları söylemeye başlamış. Sürüdeki koyunlar ve kuzular da ona eşlik ediyorlarmış. Bu sevgi gösterisi Pıtpıt ile Bıcırık gözden kaybolana kadar devam etmiş.

O günden sonra Yumak asla annesinin yanından fazla uzaklaşmamış. Büyüklerin, özellikle annesinin sözlerinin arkasındaki gerçekliği şimdi çok daha iyi anlıyormuş. Hayat macera ve heyecan doluymuş, ama ailenin sıcaklığına ve güvenliğine değer vermenin de önemli olduğunu artık iyice öğrenmiş.

Büyüklerin dediği söz hep aklında kalmış “Sürüden ayrılanı kurt kaparmış.”

Tahsin MELAN

***

Masalı dinlemek için lütfen resmi tıklayınız.
Please follow and like us:

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

tahsinmelan@gmail.com
https://www.youtube.com/channel/UCJQiDcLkcZOvHI2rdl3-pIw
https://www.youtube.com/channel/UCJQiDcLkcZOvHI2rdl3-pIw
https://www.instagram.com/tahsin.melan/
WP Radio
WP Radio
OFFLINE LIVE